17 Mayıs Cuma, 2024

Felsefe Yazıları

Benzer Yazılar

Benliğimizi Kurutan Kaygı

EDİTÖR:
Fatma Sude Taşdelen

Epizodik Stres

Saç köklerimi narin yağan yağmurda ıslatıyorum. Ardından kirli beyaz boyalarına uzanan yeşil çamları olan bir banka oturuyor ve benliğimizi kurutan kaygı nasıl yok edilir sorguluyorum. Düşünülmesi gereken o kadar az şey var ki bu dünyada, fakat kaygılı ruhum düşünerek harcanacak bol vakit sunuyor. İçimizi dolup taştıran çıkışı ve girişi sınırsız olan havayı ciğerlerimize çekerken bile, bir sonu olmayan benliğimizi kurutan kaygı ile konuşuyoruz. Üstümüze yüklediğimiz ağır sorumluluklar ve çıkmaz sokaklar en sonunda Epizodik stresi oluşturuyor. Şayet ben seslerini çıkaramayan kaygılarımla konuşmaya ve demek istediklerini ruhumdan atmaya çabalıyorum.

Badem gözlerimizin ardına saklanan o sancı… Tüm bedenimizi varoluşumuzu sorgulatmaya yönlendiriyor. Her olayda karşımızdaki sömürücü karanlığa evet diyemeyiz, iyi niyet ile yaklaşamayız. Her durumda evet cevabını karşı tarafa duyurmaya başladığımızda, stres ve ruhsal çöküş bardağımızı taşıracak böylece içinden çıkılmayan bir hale bürünecek. Aklımızın her bir odacığında yankılanan çığlıklar bizi korktuğumuz karanlığın içine düşürecek.

Sonu tahmin bile edilemeyen uçsuz, bucaksız galakside kendimi papatyaların sarı tohumları kadar küçük ve aşağılanmış hissediyorum. İşte tam bu vakit benliğimizi kurtarmak için harekete geçmemiz gerektiğini anlıyoruz. Öyle derler ki yaban mersinleri stresi azaltırmış. Bu sebepten dolayı yaban mersini dolup taşan torbamla birlikte son safhasında olan kaygılarımı yanıma alıyor ve sonbaharın serin rüzgarlarında oturup gökyüzünden balonlar çiziyorum. Tanrıdan onun kadar özgür olmayı diliyorum her seferinde. Sanki bu, ilahi tüm hayatımızla oynuyormuş gibi hissetmeme neden oluyor. İlahi varlığı memnun edene kadar dört duvar arasında mumlar eşliğinde gülmeye devam edeceğiz. Stresler, kaygılar, çeşitli çöküntüler bize sunduğu ihanet mi diye çokça kez düşündüm fakat kendimi avutacak bir cevaba ulaşamadım.

Gayret

Saç köklerim ıslandığında verdiği soğuk his beynimdeki kötü huylu hormonları bir kenara çekiyor. Böylece kısa süreliğine de olsa unutulmaları sağlanıyor. Küçük ve daracık kelime dağarcığımdan birbirini takip eden, bağlı melodiler oluşturuyorum. Ruhumuzu tamamen hissetmeye başladığımızda aslında düşüncelerin, dünyamızın hatta galaksinin hiçbir yerinde önemi olmadığını fark edeceğiz. Stresi yöneten yöneticiler sadece bizleriz. Bir değeri hayatımızın hiçbir bölümünde olamayacak faktörler ise aslında işin yalancı bahanesi. Gözlerimizin üstündeki perde indiğinde gerçekliğe kavuşacağız ve bu acı verici tutkuyla vedalaşacağız. Varoluşumuzu sorgulamaya hatta ve hatta kendimizi değiştirmemize gerek kalmayacak.

Benliğimizi Kurutan Kaygı Nasıl Yok Edilir?

Dünyamızda yeri bulunmayacak her bir düşünceyi beyaz kağıtlara geçirip kusursuz görünen plana göz gezdiriyoruz. Gerçekten ruhumuzu karanlık içinde kanatmaya gönlümüz el verecek mi? Damarlarımızda yüksek sesle bağırıp yardım bekleyen son iyi huylu tümörleri [yöneticileri] zehirli kanımızda boğacak mıyız? Bu ikilem arasında gidip geliyorum. Ancak iyi olana karar verirsek hayatı yaratan ilahi el bu değişimi bize makul görecektir. Böylelikle sonsuza kadar süreceği inanılan arzu dolu karanlık yok edilecektir.

Son olarak düşünceler ile boğulduğunuz değil, tamamıyla anlaşabildiğiniz bir evren arz ediyorum…

Esinnur Yiğit
Esinnur Yiğit
2008 doğumluyum. Yazmayı tutku haline getirmeye çalışıyorum ve küçüklükten beri yazma hevesi ile büyüyorum. Sanırım daha yolun başındayım. Yazılarım tamamen kafamın içi. 🐇🧚🏻🍓

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Önerilen Yazılar