17 Mayıs Cuma, 2024

Felsefe Yazıları

Benzer Yazılar

Belirsiz Bir Zamandaki Düşlerin Mekânı: Puslu Kıtalar Atlası

EDİTÖR:
Fatma Sude Taşdelen

Düşlerindeki dünyayı Puslu Kıtalar Atlası adlı kitabına aktaran bir haritacının odakta olduğu, gerçek ve rüya arasındaki çatışmayı devamlı hissettiğimiz, içerisinde tarihi ve felsefi izler barındıran bir roman… Puslu Kıtalar Atlası aracılığıyla; belirsiz bir zamandaki birbirinden eşsiz karakterlerin hayat bulduğu düşlerin mekânına yolculuk yapıyoruz.

“Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı Kâinattan 7079 yıl, İsa Mesih’ten 1681 ve Hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına Kostantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı.” sözleriyle ilk okuduğumuzda bize bir anlam ifade etmeyerek başlayan Puslu Kıtalar Atlası, aslında en başından zaman ve mekân öğelerine uzun ve kafa karıştırıcı betimlemelerle yer vererek bizi nasıl bir kurmacanın beklediğinin ipucunu verir.

Romanda eski İstanbul’un Galata sokaklarında geçen belirsiz ve farklı zamanlardaki ilişkisiz gibi görünen ancak birbirleriyle bağlantılı olan karakterlerin yaşadığı olaylar postmodernist özelliklerle anlatılır. İhsan Oktay Anar’ın bu tarihsel izler taşıyan alışılagelmişin dışındaki romanı, neyin düş neyin gerçek olduğunu ayırt etmeye çalışırken kendimizi Puslu Kıtalar Atlası’nın derinliklerinde bulmamıza yol açar.

Belirsiz Bir Zamandaki Düşlerin Mekânı: Puslu Kıtalar Atlası, Puslu Kıtalar Atlası Çizgi Romanından İstanbul Tasviri, kulturveyasam.com

Alışılagelmişin Dışında Bir Roman

İhsan Oktay Anar’ın 1995 yılında yayınlanan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, tarihi roman niteliği taşısa da hepimizin aşina olduğu kahramanların şatafatlı saraylarındaki görkemli hayatlarının anlatılmasının aksine eski İstanbul’un Galata sokaklarında gerçek ve fantastik  ögeler iç içe geçmiş bir şekilde anlatılır. İç içe geçmiş zaman ve mekân kurgusu ve bu kurgunun farklı bir teknikle ilgi çekici aktarımıyla da, bir süre sonra okuyucu kendini romanın iç dünyasında kaybolmuş bir şekilde bulur.

Kanımca romanın sürükleyici ve özgün bir kurmacaya sahip olmasının en önemli özelliklerinden biri de yazarın farklı disiplinlerdeki bilgi birikimidir. Anar’ın; tarihi, felsefi, coğrafi, edebi ve daha sayabileceğimiz birçok alandaki eşsiz birikimi romanlarının kurgusunda ve içeriğinde öne çıkar. Puslu Kıtalar Atlası’na da derin bilgi birikimini ustaca yansıtmıştır. Böylece hem tarihi gerçekleri hem de felsefi düşünceleri ince ince romanın olay örgüsüne işlemiştir.

Belirsiz Bir Zamandaki Düşlerin Mekânı: Puslu Kıtalar Atlası, Puslu Kıtalar Atlası Çizgi Romanından Bir Tasvir, kulturveyasam.com

İlişkili Olaylar Zinciri

Roman, Arap İhsan isimli karakterin yeğeni Uzun İhsan Efendi ve beraber yaşadığı oğlu Bünyamin’in evine giderken geçtiği Galata sokaklarının detaylı tasvirlerle anlatılmasıyla başlar. Sürekli değişen ve sanki oradaymış hissini vererek betimlenen mekânların romandaki önemi yadsınamazdır. Öyle ki romandaki mekânlar, olay örgüsü içinde karakterlerden bağımsız düşünülemez hale gelir.

Birbirleriyle ilişkisiz gibi duran fakat hep bir şekilde bağlanan özgün karakterlerin hikâyeleri, olayların geçtiği mekânların ayrıntılı anlatımıyla da zenginleşir. Bu şekilde de Arap İhsan’ın gemiden İstanbul’a inerek Uzun İhsan Efendi’nin evine gitmesiyle başlayan olaylar birbiriyle ilişkilenerek devam eder. Her biri birbirinden özgün niteliklerle detaylanan karakterlerin başlarından geçen ilginç olaylar zamanda geriye gidip gelmelerle anlatılarak roman sürmektedir.

Bu olaylar zincirinin içinde kaybolan okur, kimi zaman gerçek ve düş arasında ikilemde kalır. Zamanda geriye gidilip bir karakterin hikâyesinin vücut bulduğu ortam tasvirlerle anlatılırken, olayların gelişmesiyle yine asıl hikâyeye bağlanması olay örgüsünün anlamlandırılmasını sağlar. Romanda yeni karakterlerin dahil olmasıyla ve zaman ve mekân unsurlarının değişmesiyle başlarda okurun kafası karışabilir. Ancak merak ederek okumayı sürdürdükçe olaylar anlam kazanmaya ve bütünleşmeye başlar. Böyle bir akışta roman sürerken bir taraftan da gerçek ve rüya çatışması hissedilir.

Belirsiz Bir Zamandaki Düşlerin Mekânı: Puslu Kıtalar Atlası, Puslu Kıtalar Atlası Çizgi Romanından Galata Tasviri, kulturveyasam.com

Gerçek ve Rüya Çatışması

Romanın en dikkat çekici ve özgün olmasını sağlayan unsuru ise gerçek ve rüya çatışmasıdır. Kimi yerlerde hissettirilen ve kafa karışıklığına neden olan düşlerin gerçekle çatışmalarına tanık oluyoruz. Romanın akışı içerisinde karakterler başlarından geçen olaylarla gelişim gösterirken odağımızda Uzun İhsan Efendi’nin Puslu Kıtalar Atlası yer alıyor. Kendi dünyasını bir düş atlasına döken haritacı Uzun İhsan Efendi’nin Puslu Kıtalar Atlası’nın oğlunun eline geçmesiyle yaşanan maceraların gerçekliği devamlı sorgulanır.

Sonuç olarak da çok daha ilginç bir durumla karşılaşılır. Yazarımız İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası romanında düşlediği Uzun İhsan Efendi karakterinin olduğunu biliyoruz. Uzun İhsan Efendi’nin de yarattığı Puslu Kıtalar Atlası’nda düşlediklerini roman içerisinde görüyoruz. Böylece adeta iç içe geçmiş bir zincirle karşılaşıyoruz. Buraya daha fazla değinmek isterdim fakat okumayanların heyecanını korumaları adına ayrıntılara girmiyorum.

Aslında burada Descartes’ın felsefi görüşünün üzerinde durulduğundan da bahsetmekte fayda var. Gerçek ve düş arasındaki çatışmayı irdelerken Descartes’ın görüşü romana Rendekâr karakteriyle Uzun İhsan Efendi’nin “Rendekâr düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum, dolayısıyla varım, ama kimim?’” cümleleriyle işlenmiştir. Romanın son kısmında, Bünyamin’in Puslu Kıtalar Atlası’nı çıkarıp son bölümünü açmasıyla babasının bazı satırları dikkatini çekiyor. Romandaki düğümlerin çözülmesi ve her şeyin aydınlığa kavuşması da bu satırlarla oluyor.

İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası’nda; Uzun İhsan Efendi karakterinin düşlerinde yarattığı düş atlasını oğlu Bünyamin’e emanet etmesiyle başlayan maceralar eşsiz bir kurguyla anlatılır. Bu belirsiz bir zamandaki düşlerin mekânını anlatan heyecan verici ve akıcı romana bir şans vermenizi tavsiye ederim.


Kaynakça

  • Anar, İ. O. (2020). Puslu kıtalar atlası. İletişim Yayınları.
  • Bulut, E. (2015). İhsan Oktay Anar’ın romanlarında mekan unsuru [Yüksek lisans tezi]. Beykent Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, İstanbul.
  • Taşkın, B. (2019). İhsan Oktay Anar’ın puslu kıtalar atlası romanında dilsel karşıtlıklar [Yüksek lisans tezi]. Uludağ Üniversitesi, Sosyal bilimler Enstitüsü, Bursa.
Aybike Ezgi Kazdal
Aybike Ezgi Kazdal
2002 yılında İstanbul'da doğdu ve burada yaşamını sürdürüyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nde eğitimine devam ediyor. Kendi alanının toplumsal boyutuyla ağırlıklı olarak ilgilenmektedir. Bu sebeple İstanbul Üniversitesi'nde Sosyoloji eğitimine başlamıştır. Şehir planlama ve kentsel sosyolojinin yanı sıra edebiyat ve sanat hayatında önemli bir yere sahiptir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Önerilen Yazılar