Mutlu Olmanın Farkındalığı

-

EDİTÖR:
Fatma Sude Taşdelen

-

Mutlu olmak ne anlama gelir? Bizim hayatımızı yöneten asıl duyguların içinde neden bulunur? Peki, mutlu olmanın farkındalığı nedir?

Bugün her zamankinden daha neşeliyim. Sıcak kahvemi fincanıma boşaltırken somurtkan suratıma daha büyük bir tebessüm takınıyorum. Bugün daha fazla düşlerim var, parlak-ışıltılı- ve çocuk hayali kadar toz pembe… En önemlisi de bencil dünyanın ateşinden beni koruyacak düşlerim var bu sabah. Kimine göre mutlu olmak mutsuz olmaktan daha basittir fakat bana göre tam tersi. Yaşı fark etmez, herhangi bir birey kendine mutsuz olacak çok şey çıkarabilir. Görünüşünden, sergilediği davranışlardan veya olmayan hobilerinden mutsuzluk duyabilir. Hiç biri umurunda dahi olmasa yine de bir kusur bulacaktır. Çevresinde bulunan yeşilliklerden, güneşin yaz aylarında yaydığı sıcaklıktan bıkabilir ve bıkkınlık onu mutsuzluğa -felakete- sürükler. Yani mutsuzluk duygusu elde edilebilen en basit duygudur. Üstelik canidir. Bireyin kendisini yok etmesi bu kadar kolay olmamalı, fakat bu böyle ve bu durumu değiştiremeyiz. Ancak bunu kendimizden uzaklaştırabiliriz. Bunun en zorlu yolu ise mutlu olmanın farkındalığıdır.

Mutluluk Farkındalığının Aşamaları

Mutlu olmak ancak bunun farkına varılmaya başlandığında hissedilen duygudur. Ortama baktığında hiç tanımadığın bir annenin küçük çocuğuyla sarılması sana gülümseme kazandırıyorsa veya bir birini hiç tanımayan iki insanın kurduğu diyalog sana var olduğunu hissettiriyorsa bu mutlu olmanın farkındalığıdır. Başkasının güzel bir günü sana da keyif veriyorsa bu da bir farkındalıktır. Aslına bakılırsa ilk aşama tamamen keyif alabilmektir. Nasıl olsa bu dünyaya kaç kere düşeceğimizden emin değiliz bu sebepten dolayı sanki tek seferlik bir yolculukmuş gibi o yolun tüm geçen zamanından yararlanmalı ve her geçen vaktin değerini bilmeliyiz. Bu yaşam biçimi keyif almamızı sağlayacaktır. Bu döngü sürdükçe güneşin yakıcı sıcaklığı soğuk sular gibi hissettirecek ve çürümeye yelkenmiş çiçeklerin kokusu sana baharı anımsatacaktır.

Bunu halledersek ikinci aşama ip söküğü gibi gelecektir. Fakat bir çoğumuza göre en zor kısım bu aşamadır.

Benliğin İle Barış

Bir söz vardır, kendini sevmezsen kimse seni sevmez. Bu sözü her zaman haklı bulmuşumdur. Eğer kendi varlığımız bize mutluluk sağlayamayacaksa ne diye yaşarız ki? Eğer mutlu değilsek hayatımızda olduğumuz noktayı keşfetmeli ve harekete geçmeliyizdir, olmuyorsa dolaylı bir yoldan başka biride bizi mutlu edebilir. Bir dokunuş, bir gülüş veya kısa bir diyalog bile bize mutluluk verecektir. Çünkü insanoğlu küçük bir şefkat bekler. Neticesinde sevgi düzeneğiyle bağlı canlılarız. Tabi bu şefkatin bizi bulması için ilk biz kendimizi sevmeliyiz. Sevmeyi öğrenmeliyiz. Lakin sevmeyi bilmiyorsak başkasından gelecek olan sevgiyi de beklememeliyiz.

Eğer her şeyden keyif almaya başladıysak, tüm taşlar yerindeyse ve hayata olan bakış açımız değiştiyse kendimize olan yargıları ve korkuları yenme vakti geldi demektir. Hayatından zevk alan insan benliği ile, karakteri ile her zaman barışıktır. Canını sıkan olaylar elbet ki olmuştur fakat üstesinden gelmeyi biliyordur. Hayatının son zamanlarında sadece kendisinin olacağını bilir. Sahiden, ömrümüz boyunca çevremiz insan dolu olsa dahi tek kalacağız. Kendimizin en yakın arkadaşı daima biziz…

Mutluluk farkındalığının son aşaması da umursamazlıktır.

Olumsuz Etkenleri Umursama

Benim öne sürdüğüm gibi her vakit karşımıza bizi mutlu edecek, etmek isteyecek bireyler çıkmayacaktır. Bu koca evren iyilerin olduğu gibi kötülerle de doludur ve elbet ki onlarla da bir kesitte karşılaşacağız. Bu bireyler genelde söylediğim aşamaları gerçekleştirmez, işine geldiği gibi davranır ve onun mutluluğu başkalarından bu duyguyu mahrum etmektir. Böyle programlamıştır bünyesini. Çünkü kendiyle barışık değildir ve kimsenin olmasını da istemez. Gıpta duygusu ile sarılmıştır. Sürekli negatiftir fakat tam tersi olan pozitif olaylara çoğu zaman imrenir. İşte bu insan karşınıza çıktığında kendini belli etmeyecektir bu sizin almanız gereken derslerden biri haline bürünür ve zaman geçtikçe onu kendiniz fark edersiniz. Sizi tam bu dönemin dediği gibi gizliden gizliye bakışları, sözleri ile zorbalar. Bununla kalmaz kendisini ele vermemek için manipüle edici davranışlar sergiler. Fakat korkmayın, zamanı geldiğinde en doğru şekilde onun aslında nasıl biri olduğunu anlıyorsunuz.

Olumsuz etkenler bu kadar ile sınırlı değildir. İki türe de geçebilecek olan ‘çabalama arzusu’ genelde olumsuzdur. Bazı sarf etmeler vardır ki sizi aniden mutluluğa ulaştırır oysa birde olumsuz sarf etmeler vardır. Bir şeyi çok istersin hatta arzularsın ve onun için çabalarsın mutluluğa ulaştıran çaba genellikle size takdim edilir, fakat olumsuz olan sarf hiç bir dönem size verilmez. Olmadıkça daha çok istersin ve haliyle bu takıntı haline kısacası bir felakete dönüşür. Bunu uzaklaştırmanın tek yolu ise akışına bırakmaktır. Nasıl olsa olmayan şeyi zorlamamak gerekir.

Tüm aşamalar hallolduğunda emin olun ki mutluluk kapınıza dayanacaktır. Sizin onu istemenize gerek kalmadan kendi size gelecektir. Hayatınızın her bir dönümünde mutluluğu bulmanız ve bunun farkına varmanız dileğiyle. Sunduğum aşamaları gerçekleştirirken başarılar dilerim, unutmayın ki her kimse mutlu olmayı iliklerine kadar hak eder. Onu durduran tek engel kendisidir. Kendisine de sözü sadece mutluluğun farkındalığına vararak geçirebilir…

Esinnur Yiğit
Esinnur Yiğit
2008 doğumluyum. Yazmayı tutku haline getirmeye çalışıyorum ve küçüklükten beri yazma hevesi ile büyüyorum. Sanırım daha yolun başındayım. Yazılarım tamamen kafamın içi. 🐇🧚🏻🍓

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz