Tüfeğe Karşı Kılıç: İnka İmparatorluğu

-

EDİTÖR:
Çekiçle Felsefe

-

Günümüzde zenginliğin ve medeniyetin merkezi olarak karşımıza çıkan Avrupa Birliğinin bu zenginliğe nasıl ulaştığını hiç düşünmüş müydünüz? İnka İmparatorluğu örneği bağlamında bu konuyu ele alalım.

1492 yılında Colomb ile başlayan Amerika’nın keşfi sırasında sanılanın aksine Amerika kıtasında yalnızca kıtanın kuzeyinde karşımıza çıkan Kızılderili halklar yaşamıyordu.  Orta Amerika da Mayalar ve Aztekler daha güney kısımlarda ise bu yazımızın da konusu olan İnkalar yaşamaktaydı.  Henüz Cordova’nın yaptığı ilk seyahatlerde Mayanın zenginliği fark edilmiş ve Avrupalı ”maceraperestlerin” Amerika’ya gelmesinin önü açılmıştır. Yıkımı başlatacak olan asıl isim Hernan Cortes, Aztek İmparatorluğunun başkenti Tenochtitlan’a girerek  kısa süre içerisinde 600 kişilik bir İspanyol birliği ile Aztek İmparatorluğunu vassal hale getirmeyi başarmıştır.  Bu kadar az kişi ile bunu başarabilmesinin sebebi ise şüphesiz ki Avrupalıların ateşli silahlara sahip olmasıdır.  Tüfeklere karşı kılıçların çekildiği Otumba meydan muharebesinde ki sonuç şaşırtıcı olmayacaktır.  

Baş tanrı Güneş için yapılan bir ritüel.

Orta Amerika’nın işgalinin ardından İspanyol yayılmasının yönü Güney Amerika’ya dönmüştür. Amerika İmparatorlukları, Avrupalılar tarafından kolayca ele geçirilmesinden dolayı ilkel topluluklar olduğu düşüncesi hakimdir. Ancak tüfeğe karşı kılıçla yapılan savaşlarda bu durum kaçınılmazdır. Günümüz Peru’su civarında konuşlanan İnka İmparatorluğu organizasyon konusunda Aztekler’den daha gelişmiş bir toplumdur. İmparatorluğun yönetimi ve ekonomisi bir plana uyularak, katı bir şekilde yönetilmektedir. Ayrıca ilk komünel imparatorluğa sahip olmaları İnkaları özel kılan özelliklerindendir.  Bu durumun bir getirisi olarak bütün mülkiyet devlete bağlıdır ve her iş imece usulü yapılır. 

İnka İmparatorluğunun toprakları 3 e ayrılmıştır. Baş tanrıları olan Güneşin toprağı, İnkanın Toprağı ve Ailenin Toprağı.  İnka imparatorluğunun merkezinde aile kavramı vardır ve özellikle halka evlilik zorunlu tutulmuştur.  Hasat zamanı öncelikle güneşin toprağı işlenir ve elde edilen mal tapınaklara ve vakıflara paylaştırılır, ikinci sırada ailenin toprağı işlenir, ailenin toprağında öncelik hasta ve yaşlıların topraklarına verilir ancak onlar işleme işine katılmadığı için, mallarının bir kısmı tembel vergisi olarak devlete verilirdi. Son olarak ise İnka’nın toprağı işlenir, bu toprak ile hanedanın ve bürokrasinin maaşı karşılanır.  (Marc Ferro)

Komünel bir imparatorluk olan İnka’da ticaret serbest değildir, devlet eli ile yürütülür. Zanaatkarlar ve esnaf ürettikleri ürünün kendilerine yeten kısmını alıp kalanı devlete verir.  Ayrıca her yurttaş mutlaka kamu işlerinde yer almalıdır bununla beraber erkekler için zorunlu askerlik söz konusudur.  İnka diğer sanayi öncesi imparatorluklardan farklı olarak ülkenin dört bir yanında tahıl depoları bulundurmaktadır.  Kıtlığa ve savaş durumuna karşı bir önlem olarak yapılan depoların stok bilgisi Quipu denilen ipler sayesinde takip edilmektedir. Örneğin bir depoda bulunan sarı ip altını temsil ederken üzerine atılan düğüm sayısı birim miktarını göstermektedir. Bu sistemin sorunsuz bir şekilde çalışması ise bürokrasinin sağlıklı ilerleyişinin  bir işaretidir. 

İnka Prensi

İnka , antikitenin en yüksek istatistik bilgisine sahip olan imparatorluğudur. Öyle ki pek çok ünlü tarihçi, İnka İmparatorluğunun,  her yol Roma’ya çıkar sözünün sahibi olan ve yolları ile övgü almaya alışkın  Roma’dan çok daha gelişmiş yollara sahip olduğunu belirtmiştir.  Yüksek bir matematik bilgisi vardır. Bunun bir sonucu olarak dağları aşan çift gidişli yollara, açılır kapanır köprülere sahiptirler.  (Marc Ferro)

İnka Kralına ait Portre

İnka’nın fatihi olarak görülen Pizarro, yoksul bir aileden gelen geçimini domuz çobanlığı yaparak sağlayan okuma yazma bilmeyen bir kişiydi. Marc Ferro’nun da deyimi ile haris ve açgözlü yapısı onun keşiflerde parlamasına sebep olmuştur. Dört yıl eli boş bir şekilde And dağlarını aşmaya çalışmış ancak bu yapısı sebebiyle bir an olsun pes etmeyi düşünmemişti ve nihayetinde ekili tarlalar ufuklarındaydı. Barışın hakim olduğu bir coğrafya olduğu için Pizarro ve birliği iyi karşılanmıştı. İspanyollar bu durumu kullanmış ve taht değişimi gibi kritik bir olaya kadar beklemişlerdir. 

İnka imparatoru Huayna Cabak tahtını oğlu Huascana bırakır ancak kardeşi Athaulpa bu taht değişimini kabul etmez ve Huascanayı hapseder. Bu durumu fırsat bilen Pizarro, Athaulpa ve oldukça kalabalık ordusu ile şehrin dışında buluşmuş ve Rahip Valvarde eşliğinde İnka İmparatorluğunu hristiyan olmaya ve İspanya’nın vassalı olmaya davet etmiştir. Bu davet beklendiği üzere reddedilince ise pusudaki tüfekli askerler saldırmış ve Athaulpa’yı esir almışlardır. Tüfek ile ilk kez karşılaşan ve sesinden, patlamasından aşırı korkan ve şaşıran İnkaların imparatorluğu aşamalı bir şekilde tamamen İspanya’nın eline geçmiştir.  Buradaki tüm zenginlik gemiler ile Avrupa’ya taşınmıştır. Ayrıca, Avrupalılar bu kıtayı kölelik kavramı ile tanıştırmıştır,  ancak bu kölelik Roma hukukunda karşımıza çıkan kölelikten çok daha sert bir haldedir.  Öyle ki İspanyol rahip Bartolome de Las Casas burada gördüklerinden sonra yazdığı kitaplar ile hristiyanların yaptığı eylemleri sert bir dille eleştirmiş ve yerlilerin savunucusu olarak anılmaya başlanmıştır.  (Kızılderililer Nasıl Yok Edildi?)

Yaptıkları katliamlar sonrasında İspanyollar 16. asrın en zengin ülkesi konumuna gelmiştir, Avrupa’da yıllık gümüş üretimi 60 bin kilo civarında iken İspanya’nın eline 266 bin kilo gümüş geçiyordu. Altın  ise Avrupa’da bin kilo üretilebilirken Amerika’da bu sayı beş bin kilonun üzerindeydi. ( Marc Ferro) Ancak İspanyollar elde ettikleri zenginliği yalnızca orduya harcamışlar ve bir dönüşüm sağlayamamışlardır. Bu zenginliği ticaret ile diğer Avrupa ülkelerine aktarmışlar ve Avrupa kıtasının zenginleşmesini sağlamışlardır. Bu zenginliği, eğitime ve bilime kaynak olarak sağlayan ülkelerde ise dönüşüm kaçınılmaz olmuştur. (Maria Cipolla)


Kaynakça

  • Ahmet Utku Özensoy, 15. ve 16. Yüzyıllarda Sömürgecilik Hareketleri, Fiyat Devrimi ve Sömürgecilik İdeolojisi, Tarih ve Gelecek Dergisi, Aralık 2019, C.5 , S.3
  • Bartolome de Las Casas, Kızılderililer Nasıl Yok Edildi?, Şule Yayınları, İstanbul,2017
  • C. Maria Cipolla, Fetihler, Korsanlar, Tüccarlar, Alfa Yayınları, İstanbul,2021
  • Halil Günay, İspanyolların 1492-1902 Yılları Arasında Sömürgeleştirdiği Latin Amerika Bölgesine Demografik, Sosyokültürel ve İdari Yapısına Etkisi, Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.16, S.1
  • Jared Diamond, Tüfek, Mikrop ve Çelik, Tübitak Yayınları, Ankara, 2006
  • Marc Ferro, Sömürgecilik Tarihi, İmge Kitabevi, Ankara

2 YORUMLAR

  1. Yazınız oldukça ilgi çekici ve bilgilendiriciydi inkaların yaşam tarzı ve ekonomik düzeni beni oldukça şaşırttı. Bilgilerinizle aydınlattığınız için teşekkürler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz