Çarşamba, Aralık 4, 2024

Kültürel Tüketimin Ötesinde Şamanizm

-

EDİTÖR:
Emir Omala

-

Son yıllarda, Şaman kavramı ticari amaçlarla çarpıtılmakta ve özünden koparılarak yüzeysel bir şekilde sunulmaktadır. Tarih boyunca pek çok halkın öncül inanç sistemlerinden biri olarak karşımıza çıkan Şamanlık, ilkel toplulukların doğa ile insan arasındaki ilişkilerini açıklama çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Ancak günümüzde tüketim kültürünün bir parçası haline gelmiştir. Özellikle New Age gibi akımlar kapsamında şamanik ritüeller bireysel “ruhani deneyimler” sunma iddiası ile ticarileşmiştir. Sosyal medya içerikleri ve sahte “şaman rehberler” aracılığıyla bağlamından iyice koparılmıştır. Bu yazıda, Şamanlığın tarihsel ve kültürel kökenine, Türk kültüründeki gerçek yerine ve işlevlerine odaklanılmıştır.

Uluslararası kullanılan Şaman kelimesinin kökenine baktığımızda, Sanskritçe ve Mancu dilinden alınmış bir kelime olduğunu görüyoruz. Sanskritçe köküne baktığımızda sram kelimesinden türeyen sramana yani “dini görevli adam” anlamına gelmektedir. Ancak şaman kelimesi, şaman kültürünü sürdüren Türkler arasında hiç kullanılmamıştır. Bu görevi sürdüren erkeklere genel olarak Kam denilmiştir. Bunun dışında Saha Türkleri oyun, Kazak ve Kırgızlar ise baksı demiştir. Kadınlara ise boyların büyük bir kısmında, ateş anlamına gelen od kelimesinden türeme, Udugan kelimesi tercih edilmiştir.

Kimler Şaman Olabilir?

Kam, işlevlerini yardımcı ruhlar ile iletişim kurarak yerine getirmektedir. Ancak din adamlarının aksine, kam ruhlar tarafından seçilmiş ve yeniden dünyaya getirilmiştir. Ruhlar ile esrime halinde iletişim kurabilir ve evrende seyahat edebilir. Bu seyahat, Kozmik Seyahat olarak adlandırılır. Kam’ın esas görevi insan ve öteki dünya arasında bir köprü görevi görmesidir. Ancak bunun dışında pek çok işlevi de vardır. Kam, hastaları iyileştirebilir, kısırlığı tedavi edebilir, avın bol olmasını sağlayabilir, bir mekanı kötü ruhlardan temizleyebilir, fal bakarak kayıp şeylerden veya gelecekten haber verebilir, mevsim ritüelleri düzenleyebilir.

Şaman Davulu

Kam olma süreci ise karmaşıktır, çeşitli aşamaları vardır ve herkes için uygun değildir. Yaşar Çoruhlu, Kam olma sürecinin başlangıç yaşı için ergenlik dönemlerine dikkat çekmiştir. Fuzuli Bayat ise 6 ile 50 yaş arasında çeşitlilik gösterebileceğini ancak genç yetişkinlik döneminde daha sık karşılaşıldığına dikkat çekmiştir.

Kamlık çeşitli şekillerde meydana gelebilmektedir. Anne veya baba ile akrabalığı bulunan bir başka kam tarafından seçilerek veya sülalesinde kam olmayan biri ruhlar tarafından seçilerek kam olabilir. Ayrıca  kişi, kendiliğinden kamlık yolunu seçebilir ve bu amaçla bir yolculuğa başlayabilir. Ancak son seçenek yani kişinin kendini seçmesi durumu ilk iki seçenek kadar etkili değildir ve gördüğü saygı da onlar kadar olmayacaktır. Her üç durumda da ortak durum ise bu yolculuğa çıkacak olan kişinin şiddetli depresyonlar, krizler ve nöbetler ile cebelleşmek zorunda olmasıdır. 

Kam olma sürecinde seçilmek ise rastgele bir şekilde olmamaktadır. Fuzuli Bayat’a göre soydaş olan kamın, kuş haline bürünmüş ruhu henüz ana rahminde iken bebeğe geçer. Ayrıca bu bebekler fiziksel olarak sıradan bebeklerden bir takım farklılıklar gösterebilir. Kam olacak çocuğun vücudunda aranması gereken iki önemli farklılık vardır.

Bunlardan ilki Oybon deliğidir. Oybon üzeri deri ile örtülmüş, Kam tarafından yeteneklerini kanıtlama amacı ile kullanılan bir deliktir. Kam bu deliğe keskin aletler sokar ve acı hissetmez. Özellikle karın bölgesinde bulunan bu delik bazı kamlarda birden fazla olabilmektedir.

Bir diğer önemli farklılık ise Kieli bölgesidir. Kieli karında bulunan ve hastalık ruhlarını bir süre depolamak amacı ile kullanılan özel bir bölgedir. Kam kötü ruhu ağzı ile çeker. Bu ruhu kieli bölgesine daha sonra dışarıya atmak üzere hapseder. Kieli bölgesine sahip kamların  özellikle hastalıkları iyileştirme konusunda uzman olduklarına dair bir inanç söz konusudur.

Şaman Hastalığı

Kamlık sürecinin en çarpıcı yanı şüphesiz ki sınama kısmıdır. Kam olarak ana rahminden itibaren bir bakıma buna hazırlanan ruh, genç erişkenlik döneminde Şaman Hastalığına yakalanır. Şaman Hastalığı, kam’ın geçirdiği psikolojik problemlerin yanı sıra vücudunun parçalanması ve yenilmesine verilen isimdir. İlk etkilerini bayılma, baş dönmesi şeklinde gösterir, süreç ilerledikçe fiziksel acılar, halüsinasyonlar, yemeden içmeden kesilme ve insanların yaşadıkları yerlerden uzaklaşma ile devam eder.  İnsanlardan uzaklaşan kam ormanda kutsal ağacın altında veya evinde kendi yatağında ruhlar tarafından binlerce parçaya bölünür. Bu parçalar iyice çiğnenerek yine ruhlar tarafından yenir. Bu süreç yeniden doğma olarak ifade edilir ancak bu bir reenkarnasyon hali değildir kam tekrar kendi vücudunda doğar.

Metrana isimli bir kadın kam bu konuyu şu şekilde ifade eder. “Ruhlar önce benim başımı kesip çadırın direklerinden birine taktılar. Sonra bedenimi kemiklere göre parçaladılar. Orada bulunan ruhlar bu parçalanmış eti dokuz yere ayırıp büyük tencerelere koydular, pişirdiler ve yediler. İnek ahırından buzağılara zarar veren bir ruh çıktı. O benim bütün kemiklerimi bir araya getirdi ve onları kabuğu yenice soyulmuş akağacın üzerine koydu. Bu işlemden sonra yeniden kemikleri etle örterek beni dirilttiler.” 

Şaman Kostümü
Fotoğraf : Necati Demir

Şaman hastalığına yakalanıp, iyileşme yolu bu durumu kabul etmekten geçer. Şaman hastalığına dair pek çok bilimsel bakış açısı ortaya atılmıştır. Kimi bilim insanları bu hastalığı bir tür histeri, özellikle kutup coğrafyasının beraberinde getirdiği arktik histeri denilen soğuk sebepli ruhsal bozukluklar ile açıklamaktadır. Kimi bilim insanları ise geçici sinirsel yorgunluğun beraberinde getirdiği bir süreç olarak tanımlar. Ancak Şamanizm penceresinden baktığımızda durumun aslında delilikten ziyade yeni bir statüye geçiş sürecini sağlayan bir hastalık olarak görmek mümkündür.

M. Eliade’nin görüşüne göre oluşan sakatlık veyahut psikolojik belirtiler bir seçilişin belirtileridir. Şaman hastalığının gösterdiği özellikler dinlerin yapısında bulunan sırra erme ritüelinin (İnitiation: bireyin ruhani gelişimini tamamlayabilmesi için bir üst mertebe tarafından sert ve sürekli kontrol altında, bir düzen ve disiplin içinde geçirdiği süreç) geleneksel öğelerini taşır. Hastalığın verdiği acı sırra eriş sırasında çekilen işkenceye karşılık gelmektedir. Fuzuli Bayat ise şaman hastalığını ne bir histeri ne de psikolojik rahatsızlık olarak tanımlar. Destanların ve şaman metinlerinin detaylı incelendiğinde, durumun şamanın kendi dünyasını bulmak adına mistik açıdan hastalanması olduğunu belirtir. Şamanın yaptıklarının hasta bir insandan ziyade bilinçli bir şekilde öteki dünyaya adapte olma çabasıdır

Ek olarak, şamanların hepsi ortak bir vasfı taşımazlar. Şamanlar ak ve kara olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Yaşar Çoruhlu, bu ayrımın geç dönemde ortaya çıktığını ilk şamanların ak şamanlar olduğunu ve kara şaman kavramının İran etkisi ile ortaya çıktığını dile getirir. Ak ve Kara şaman ikiliğini Türk evren anlayışının düalistik yapısıyla da açıklamak mümkündür. Ak şamanlar toplum nezdinde daha kutsal varsayılmışlardır. Bunun sebebi ise Gök ile temasın bu şaman yoluyla gerçekleşmesidir. Kara şamanlar ise yer ve yeraltı ruhları ile iletişim halinde bulunurlar. Bu sebeptendir ki halk Kara şamandan oldukça çekinir. Ayrıca kadın şamanların tamamı kozmik seyahat yapmadıkları için kara şaman kategorisine girerler.

Şaman Eşyaları

Ankara DTCF- Batı Sibirya Türklerine ait Şaman cübbesi Fotoğraf: İskender Yıldırım

Kam, kozmik seyahati sırasında yardımcı ruhlar dışında dünyevi nesnelere de ihtiyaç duyar. Yöreden yöreye değişmekle birlikte davul, cübbe, başlık, ayna, maske gibi çeşitli eşya türleri vardır. Bu eşyalar bütünü oluşturmaya yardımcı olan hikayeler barındırırlar. Bu kostüm kam tarafından yalnızca ritüel esnasında kullanılır. Diğer zamanlarda sıradan bir insan gibi kuşanır. En önemli eşyalardan biri şüphesiz ki Manyak adı verilen cübbedir.

Manyak, kam ve çevresi tarafından ruhların isteğine göre özenle hazırlanır ve çeşitli aksesuarlar kullanılır. Yaklaşık iki üç ay hazırlık sürecinin sonunda açık yakalı olan bu kostüm demir, hayvan kemikleri ve derileri ile süslenir. Ancak bu süsleme gelişigüzel bir şekilde meydana gelmez. Mikro-kozmosun bir temsilidir. Manyak dikkatli incelendiğinde,  toplumun kolektif bilincinin bir yansımasını taşımaktadır.  Fazlasıyla düşünülmüş yaklaşık altı yüz civarı irili ufaklı aksesuar kullanılır ve ortalama 15-17 kilo ağırlığındadır. Manyak, kişiye özeldir başka bir kam tarafından kullanılamaz. Esrik yolculuğu sırasına biçim değiştirme yeteneği ise bu cübbeden gelir.

Şaman Başlığı Fotoğraf: İskender Yıldırım

Bir diğer önemli husus başlıktır. Yine kişiye has olan başlıklara çeşitli kuş tüyleri takmak oldukça yaygın bir davranıştır. Bunun dışında Kayın ağacı kabuğu, tilki postu, ipler ve boncuklarda sıklıkla karşımıza çıkar. Başlıkta özellikle geyik boynuzu bulunması da eski dönemlerde yaygındır. Davulsuz kamlık mümkün olmasına karşın davul şüphesiz ki kam kostümünün en önemli parçalarındandır. Kam kendi arzusuna göre bir davul edinemez. Manyakta olduğu gibi ruhların istediği şekilde hazırlanmış olması gerekmektedir. Davulun sesi vecd haline geçmeyi kolaylaştırmanın yanı sıra davul aynı zamanda esrik yolculuğu sırasında kam’ın bineğidir.

Davul baştan sona ince düşünülmüş, özenle hazırlanmış bir parçadır. Tahta kısımları bölgenin kutsal ağacından, deri kısmı ise av kültü ile bağlantılı olarak ağırlıklı olarak geyik, at veya dağ keçisinden alınır. Davulun iç kısmında bulunan ve davulu iki parçaya ayıran insan figürüne Tüngür eezi denir. (Fuzuli Bayat) Kam’ın esas yardımcılarından biridir. Kam ilk davulunu aldığında bununla birlikte hayatı boyunca kaç davul değiştirebileceğini de ruhlar vasıtası ile öğrenir. Davulun deri kısmında bulunan çizimler ise evren sisteminin basit bir tezahürüdür. Kam davuluna çok iyi bakmak durumundadır. Aksi halde davul yırtılır veya zarar görürse kam bu durumdan fiziksel olarak etkilenir. Davulu zarar gören kam hastalanır, kamların savaşları durumunda ise kam’ın davulunu kırarak onu öldürmek mümkündür.

Şamanlık, tarih boyunca toplumsal ve kültürel koşullara bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Döneminin ihtiyaçlarına yanıt veren bir inanç ve ritüel sistemidir. Bu sistem, insanlık tarihinin bir parçası olarak incelenmesi gereken değerli bir olgu olmasına rağmen, modern zamanlarda yanlış anlamaların kurbanı olmakta ve ticari amaçlarla suistimal edilmektedir. Şamanlık, tarih ve kültürel bağlamında ele alındığında anlamlı bir yere sahip olsa da, günümüz bilimsel ve toplumsal gerçeklikleriyle birebir örtüşmeyen, mitolojik ve ritüelik bir yapı sunar. Bu nedenle, Şamanlık kavramını ele alırken abartılardan veya kutsallaştırmalardan kaçınarak, tarihsel bağlamında doğru bir şekilde değerlendirmek önemlidir.

Kaynakça

  • Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar, Altınordu Yayınları, Ankara, 2020
  • Fuzuli Bayat, Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2006
  • Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2002
  • Atilla Bağcı, “Viluysk Yakutlarında Şamanlık Bağışının Alınması”, Türk Dünyası Dil Ve Edebiyat Dergisi, 2017
  • İskender Yıldırım, Anastasiia Zherdieva, DTCF Sergi Salonu’nda Davulu Elinde Şaman Mankeninin Etnografik Analizi, Folklor/Edebiyat, 2024
  • Mircea Eliade, Şamanizm, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 1999
  • Özkan İzgi, Orta Asya Türk Tarihi Araştırmaları, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2017

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz