Perşembe, Ekim 31, 2024

İnsanın Kökeni

-

EDİTÖR:
Çağla Büşra Karakuş

-

İnsanlık, tarih boyu nereden geldiğini, nasıl evrelerden geçtiğini hep merak etmiştir. İnsan türü ve diğer canlı türleri birbirleri ile akraba idi. Daha sonra, coğrafi şartlar sonucu, bu bağlarda farklılık gözlemlendi ve türler birbirlerinden ayrı ve yeni özelliklere sahip oldu. İlk homo cinsi ağaçta iken, sonraları gelen homo cinsi iki ayak üzerinde duruyordu. Daha sonra süreç içinde bu homo cinslerinde akıl oluşmaya başladı ve yetenek kazandı. Zaman geçtikçe homo cinsleri mağaralarda yaşadı, ateş yakmayı, et pişirmeyi, mızrak ve taştan balta yapmayı öğrendi.

Homo Erectus Kafatası

Homo Erectus

İnsanın kökeni bize benzeyen insansı maymunların evrimleşmesi ile başlar. İki ayak üstünde duran, Homo Erectus, bizim ilk atamız diyebileceğimiz insansı maymun türüydü. Araştırmalara göre Homo Erectus, Afrika da iki milyon yıl önce evrimleşti ve daha sonra beşerî şartlar yüzünden Asya’ya göç ettiler. (Davis, s. 1.) Aynı zamanda, Türkiye ve Rusya’da, Kafkas dağlarında yaşadıklarına dair elimizde fosiller mevcuttur. (Kollektif, s. 178.) Homo Erectus, diğer türlerden daha büyük bir beyine sahipti, ilk benlik (kendini tanıma), ilk defa bu türde ortaya çıktı. Bu tür, çok zeki bir türdü, lakin düşünme ve davranışlar konusunda henüz tam bir çaba gösteremiyordu. Homo Erectus ateşin ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını öğrenen ilk türdü ayrıca taşları yontarak taşlardan aletler yapıyordu. Bu aletlerle et kesiyor ve sebze ve meyvelerin toplanmasında kullanıyorlardı. Yapılan araştırmalarda, Homo Erectus’un taş aletleri 1,7 milyon yıl önce yapmış oldukları ve ateşi 790 bin yıl önce ilk defa kullandıkları ortaya çıkmıştır. (Torrey, s. 58-59.)

Homo Sapiens ve Neandertal

Avrupa ve Afrika bölgelerinde yapılan kazılara göre, yaklaşık 200 bin ila 400 bin yılları arasında kemik fosilleri bulundu. Bu fosiller, Homo Sapiense aitti. Kemikler incelendiğinde Homo Erectus ile olan benzerliği şaşırttı, bu fosiller iki türün arasındaki geçiş hakkında bize önemli bilgiler veriyordu. (Kollektif, s. 182.) Homo Sapiens türlerinin Dünyanın farklı yerlerinde yaşadığı bilinmekteydi. Neandertal gibi kaslı bir yapıya sahip değildi, yüzlerinde fazla çıkıntı yoktu. Cava bölgesinde yapılan kazılarda 200 bin ve 27 bin yıl öncesine ait eski Homo Sapiens fosilleri bulundu. Aynı zamanda Çin’de ve Afrika da yapılan kazılar sonucunda birçok Homo Sapiens türüne ait fosiller bulundu lakin bu fosillerin Neandertaller’e ait olduğu düşünülmüştür.

Neandertal

Homo Sapiensler ile aynı dönemde yaşamış Neandertaller ise 230 bin ila 40 bin yıl önce Avrupa da yaşamış, daha sonraları Sibirya’ya, Özbekistan’ın güneyine göç etmişlerdir. Neandertallerin fiziksel özelikleri Homo Sapiense göre farklılık gösteriyordu. Neandertaller’in boyu ortalama 1.52 idi. Ağırlıkları ise 84 kg civarıydı. Beyin hacmi 1.480 cm³’tü, Homo Sapiens’in 1.350 cm³ olan beyin hacminden daha büyüktü. (Torrey, s. 74-75.) Neandertaller, geniş ve çıkıntılı göğüs kafesine sahip, kaslı ve tıknaz idi. Ayrıca besin kaynakları mamut, bizon, geyik ve at idi. (Papagianni, Morse, s. 16.)

Aynı zamanda mükemmel bir avcı olan Neandertaller, önceki türlerine göre, alet yapımında ustalardı. Taştan değişik aletler yapıyor, avlanmak için mızrak kullanıyorlardı. Mızrak, Neandertallerin en önemli buluşu idi. Toprak konusunda da uzman olan Neandertaller topraktan yaptıkları boyalarla, vücutlarını süslüyor, taş aletlerini boyuyorlardı. Yapılan araştırmalar sonucu 45 bin ila 50 bin yıl önce tarihlenmiş toprak boyalı deniz kabukları tespit edilmiştir. Bunun yanında Neandertaller kartal, şahin, kuğu gibi kuşların kanat kemiklerini topladıkları bilinmektedir. Neandertallerin varlığı ile ilgili önemli bulgular ise Irak’ta bulunmuştur. Irak’ta bulunan 9 Neandertal fosilinin 60 bin ila 80 bin yıllık olduğu ortaya çıkmıştır. Avrupa da yapılan çalışmalar sonucunda da 75 bin ila 35 bin yıl öncesine ait, çoğunluğu Fransa da olmak üzere 59 adet Neandertal fosiline rastlanmıştır. (Torrey, s. 76-77.)

Neandertallerin neden yok olduğu ile ilgili araştırmacı bilim adamları arasında tartışma çıkmıştır. Tam nedeni belli olmasa da coğrafi şartların zorluğu nedeniyle yok olduğu, yeterli beslenme ve üreme olmadığı ve son olarak Homo Sapiensler tarafından, Neandertal ırkının yok edilmesi sonucu neslin devam etmediği gibi yorumlar yapılmıştır.

Modern Homo Sapiens

Kendini geliştiren yeni Sapiens türü, 60 bin yıl önce, Afrika’dan ayrıldı ve Avusturalya ve Avrupa’nın birçok bölgesine göç etti. Bu göç eden türlerde davranışlarda önemli derecede değişiklikler meydana geldi. Daha önceki homo türlerinde taştan ve kemikten yapılan aletler bu dönemde de kullanılsa da ham madde sağlama açısından zenginlik gösteriyordu.

Yeni Sapiens türü, mızrak uçları, keskiler, kamalar, spatulalar, iğneler, mızrak düzleştirici olarak kullanılan delinmiş boynuzlar ve ileri ki dönemler de zıpkın ve mızrak pervaneleri üretmiş ve kullanmışlardır. Yapılan araştırmalara göre 35 bin yıl önce Gürcistan da bir mağara da iğneyle elbise dikildiği bilinmektedir. Aynı zamanda 20 bin yıl öncesinde vahşi hayvanları ok ve yay ile öldürdükleri, oltayla balık avladıkları, bilim adamlarının çalışmaları ile gün yüzüne çıkmıştır. Buna ek olarak, kolye, küpe, yüzük yapmışlar, fildişi, salyangoz kabuğu, kuş pençeleri gibi ürünleri bunların yapımında kullanmışlardır. (Torrey, s. 110-115.)

Yeni Sapiens türü, avcılık, toplayıcılık, tarım gibi çeşitli alanlarda uzmanlaştıktan sonra Sanata soyunmuşlar, büyük bir ilgi göstermişlerdi. Buna kanıt olarak, 27 bin yıl öncesine ait, Avusturalya, İspanya, Fransa ve Afrika’daki mağaralarda, duvarlarda resimlere rastlandı, hayvan ve insan şekilleri yer alıyordu, aynı zamanda mağaralarda kilden yapılmış heykeller bulundu. (Kollektif, s. 188.)

İbrahim’i Dinlerde Yaratılış

Tevrat

Tek tanrılı dinlerde insanın var oluşunun evrim gibi belli bir süreç içinde gerçekleşmediği, Tanrı tarafından yaratıldığı kanaati vardır. Tevrat ve Kuranı Kerime göre, Tanrı ilk insanı Ademi yaratmış ve daha sonra ondan eşi olan Havva’yı yaratmıştır. İlk insanın yaratılışı ile ilgili Tevrat’ta şöyle denmektedir;

Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Onları Erkek ve Dişi olarak yarattı. Onları kutsayarak, ‘’Verimli olun, çoğalın’’ dedi (Tevrat, Yaratılış; 1:27,28).

Rab Tanrı Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğu üfledi. Böylece Âdem yaşayan varlık oldu (Tevrat, Yaratılış; 2:8). Devamında, Ademin çoğalması için Tanrı, Ademden bir parça aldı ve ondan dişisini yarattı.

Rab Tanrı Ademe derin bir uyku verdi. Âdem uyurken, Rab Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapladı. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi. (Tevrat, Yaratılış; 2:21-23).

Tevrat’taki bu anlatımda ilk insanın nasıl yaratıldığı hakkında bilgi almaktayız. Devamında Âdem ve Havva cinsel ilişkiye girip çocuk sahibi oluyor. Çocukları da birbirleri arasında cinsel ilişkiye girip yeni çocuklar doğuyor.

Kuran

Kuranı Kerim de ise insanın yaratılışı, Tevrat’taki gibi yine benzer anlatımlar bulunmaktadır. Kuranı Kerimde insanın yaratılışı ile ilgili şunlar söylenmektedir;

Alak, 96: 1,2; “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı.”

Sa’d,38: 71; Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.”

A’raf, 7: 11,(Mekki,40) “Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik.

A’raf, 7: 189, “Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir.

Hicr, 15: “28-29,(Mekki,55) “ Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım.

Nisa, 4: 1,(Medeni, 97) “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının.

(16/Nahl 4); İnsanı bir nutfeden/meniden yarattı. (Bir de ne göresin!) O (insan, yaratıcısına karşı) apaçık bir düşman kesilivermiş.

(22/Hac 5); Ey insanlar! Şayet (öldükten sonra) dirilmeden yana şüphe içindeyseniz, şüphesiz ki sizi topraktan yarattık. Sonra bir damla meniden, sonra donmuş kan pıhtısından (embriyo) sonra da yaratılışı tamamlanmış, tamamlanmamış bir parça etten… (bunları yapanın yeniden diriltmeye kâdir olduğunu) sizlere açıklamak için. Dilediğimizi belirli bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizleri birer bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da yetişkinlik çağına ulaşmanız için (size ömür veriyoruz). Sizden kimi ölüyor, kimi de ömrün en kötü çağına döndürülüyor ki, bildikten sonra hiçbir şey bilemesin. Sen yeryüzünü kurumuş/hareketsizleşmiş görürsün. Üzerine su indirdiğimizde (önce) titreşir, (sonra) kabarır ve her göz alıcı çiftten bitkiler bitirir.

(32/Secde 7); O (Allah) ki; yarattığı her şeyi en güzel ve en sağlam yapan, insanı yaratmaya çamurdan başlayandır.

(36/Yâsîn 77); İnsan, onu bir su damlasından yarattığımızı görmedi mi?

Kuranı Kerimde yaratılış ile ilgili aşamalar anlatılmış, ilk olarak İnsanın çamurdan yaratılıp daha sonra evreler içinde gelişiminden bahsedilmiştir. Tevrat ve Kuranı Kerimdeki yaratılış anlatımı bu şekildedir. Tanrı insanı belli bir süreç içinde yarattığından bahsetse de, herhangi bir evrim İbrahim’i dinlere göre mümkün değildir. Tanrı, insanı, hayvanlardan ayrı ve özel bir şekilde yaratmıştır. Çoğu Din adamı, kutsal kitaplardaki anlatımı kabul etmiş, bilimsel verilerle kanıtlanan Evrime karşı çıkmıştır. Ama azınlıkta olsa, insanın, madenden bitkiye oradan hayvana, hayvandan insana evrimleştiği fikri savunulmaktadır. Bunun yanında dindar bilim adamları da evrimin gerçekleşmesinin mümkün olamayacağı fikrini savunmuş, hayvanlarla, insanlar arasında ortak benzerlik bulunsa bile, bir evrim sonucu değil, ilahi yaratıcının sonucu olarak kabul görmüştür.


Kaynakça

  • James C. Davis, İnsanın Hikayesi (Taş devrinden Günümüze), (çev. Barış Bıçakçı), Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2020, s. 1.
  • Kollektif, Kültürel Antropoloji, (çev. İnan Deniz Erguvan Sarıoğlu), Kaknüs Yayınları, İstanbul, 2008, s. 178.
  • E. Fuller Torrey, Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı (İlk İnsanlar ve Dinlerin Kökeni), Paloma Yayınları, İstanbul, 2019, s. 58-59.
  • Dimitra Papagianni, Michael A. Morse, Neandertal (Modern Bilim Onların Hikayesini Yeniden Yazdı), (çev. İlknur Urkun Kelso), Trend Yayınevi, Ankara, 2017, s. 16.
Mehmet Akif Akmeşe
Mehmet Akif Akmeşe
2000 Yılında Antalya da doğdu. 2022 Yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi Tarih Bölümünden mezun oldu. Teoloji, Antropoloji, Arkeoloji, Felsefe ve Tarih ile ilgilenmekte...

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz