Sanat, özgün ve özerk bir kimlik arayışının entelektüel etkinlik alanıdır. Sanatın birey üzerinde kendi olmayı öğreten bir özgürleşme öğretisi vardır. Sanatçı ise kültürel ve etik koşulların biçimlendirdiği bir benlikten ayrılarak kendi özerk kimliğini oluşturma doğasına sahiptir. Bununla birlikte sanatçı, bilinen toplumsal normlara karşı bağımsızlaşma yolunu seçer.
İslam filozoflarının düşünceleri tercüme yoluyla 12 ve 13. yüzyıllarda Batı’ya aktarılmıştır. İslam dünyasında olduğu gibi felsefi düşüncenin vahye uygunluğu Batı’da da tartışılmış ve bu yönde dönemin ünlü teologları tarafından reddiyeler yazılmıştır. Hristiyan vahyini korumak amacıyla ortaya çıkan reddiye türü bu eserler Ortaçağ Batı Düşüncesine canlılık katmıştır. İslam filozoflarına yönelik ilk reddiye Thomas Aquinas’a (1225-1274) ait Summa Contra Gentiles adlı eserdir. İslam filozoflarına yönelik özellikle Meşşâî filozoflara karşı bir diğer eser ise Errores Philophorum’dur. Bu eser Thomas Aquinas’ın öğrencisi Romalı Giles’e (1247-1316) aittir. Bir Ortaçağ Batı Düşüncesi ürünü olan Errores Philosophorum felsefe ve din çatışmasını gözler önüne seren bir çalışmadır. Hristiyan inancını Aristoteles’e karşı müdafaa eden bu eser felsefenin din karşısındaki konumunu da ortaya sermektedir.
Gerek geleneksel söylem içerisinde gerek felsefi doktrinlerle gerekse inançlarla insana vurgulanan şey diğerkâmlıktır. Kişinin kendisini bir başkası için feda etmesi, her daim bir başkasının çıkarlarını gözetmesi, kendi menfaatini öncelemekten kaçınılması salık verilir. Rand’a göre...
Phaidon diyalogu, Sokrates'in hayatının son anlarını konu edinerek, özellikle ölüm ötesi deneyimler ve düalizm gibi metafizik temalar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu diyalog, klasik tragedya ögeleri taşıyarak, Sokrates'in son anlarında Kebes ve Simmias gibi diyalog katılımcılarıyla gerçekleştirdiği derinlemesine argümanlar aracılığıyla ruhun ölümsüzlüğü konusunda kapsamlı bir tartışmayı içermektedir.
Hem yaşadığımız çağda hem de tarihte incelediğimizde pek çok olaylarla karşılaşırız. Bu karşılaşmalarımızın ve tanıklıklarımızın pek çoğu yıkıcı eylemlerle örülü, insan vicdanını sarsan muamelelerle sarılı olabilir. Bu durumda yapmamız gereken iki şey vardır, ya...
İyi nedir? Nasıl iyi olunur? Ne iyidir? Belki de insanlığın başından beri defalarca sorulmuş, tanımlanmış, açıklanmış bu soruların Aristoteles’e göre tanımı şu şekildedir; öncelikle, iyilik, erdemdir, iyi olmak erdemli olmaktır ve kişi iyiliğe ancak...
Kieslowski filmde ne anlatmaya çalıştığını şöyle belirtmiştir: “Sevdiklerini kaybetmiş bir kadının perspektifinden dünyanın neye benzediğini anlatmak istedik. Kadın için önemli olan nedir? Dünyaya nasıl tepki göstermektedir? Nelere bakmaktadır?” (Toker, 2020).
Three Colors: Blue'daki Julie karakterinin yanı sıra Kieslowski'nin diğer film karakterleri incelendiğinde, kadın profili üzerinden yaratmak istediği özgürlük imgesinin önemini P. McGavin ve Z. Banas (2016) ile yaptığı röportajda şöyle aktarmıştır: “Oyunculara özgürlük hissi vermek ve filmde rollerinden fazlasına katkıda bulunduklarını hissettirmek için çaba gösteriyorum. Onlar hayat deneyimlerini kullanırken, ben de onlardan öğreniyorum."
Kişinin varoluşu, özgürlüğüne mi bağlıdır? İnsan gerçek özgürlüğün özüne, duyduğu bunaltıyı hiçliğe dönüştürmesiyle ulaşabilir miydi? Özgürlüğü hiçlikle kuracağı bağda bulacağına inanan Julie'nin, evden ayrılırken yanında götürdüğü tek şey Anna’nın odasında asılı duran o mavi avizedir. Nitekim bu duruma varlığın nesneyle ilişkisini sorgulayan Roquentin şu düşüncesiyle değinmiştir: “Nesnelerin insana dokunmaması gerekir çünkü onlar canlı değildir. Aralarında yaşar, onları kullanır, sonra yerlerine koyarız; yararlıdırlar, işte o kadar. Oysa bana dokunuyorlar. Çekilmez bir durum bu. Onlarla bağlantı kurmak korkutuyor beni. Sanki hepsi birer canlı hayvan gibi.”
Film, Julie'nin insanlarla yeniden bağlantı kurma ve varoluşunun anlamını bulma sürecini hiçlikle ören bir dinamizmle başlamıştır. Varoluşun anlamını, sonuç olarak Julie'nin özgürlüğünü ve yaşamını anlamlandırma sorumluluğunu taşıdığına dair güçlü bir mesaj sunmuştur.